Bir toplumu (ve de dünyayı) olumlu yönde dönüştürmek için önce o toplumu oluşturan insanların dillerini kullanma yöntemlerine dokunmak şarttır. Çünkü, olumsuz sözcük yoğunluğu ve cümle yapılarıyla konuşan insanlarla olumlu bir yaşam süremezsiniz.
Dil etraftaki eğer insanların konuşmalarının taklitleriyle şekillenir ve bilişsel gelişim çevreden gelen (dil ve diğer tüm iletişim unsurları olan) uyarıcıların düzeyine bağlı olarak gerçekleşir.
Öyleyse iletişimin önemli yapı taşlarından birisi olan dil gelişimi için hamilelik ve doğum sonrasındaki süreçte çocukların çevresindeki herbir bireyin konuşurken daha dikkatli ve farkındalıklı olmaları önemlidir.
Dünyanın önde gelen üniversitelerinin yayınladıkları araştırma raporları kişilerin iç sesleri ve dış dünyayla gerçekleştirdikleri konuşmalardaki sözcük seçimleri ve ton ve/ya vurgu tercihlerinin ruhsal ve zihinsel sağlıkları için fevkalade önemli olduğu iddiasını yineliyor.
Öyleyse çocuk yetiştirmede tüm yetişkinlere düşen ciddi bir sorumluluk var.
Bir diğer konu da ‘sözler’ ve ‘beden dili’ ile ‘mimiklerin’ birbirleriyle uyum içinde olduklarında iletişimin tarafları üzerindeki olumlu etkinin yüksek olacağının her an hatırda tutulmasıdır.
Demek ki farkındalıklı iletişim sayesinde önce kendimizi sonra da yakın çevremizden başlayarak tim dünyayı olumlu yönde dönüştürmemiz mümkün.
Sevgi ve saygıyla, Murat Kaplan