Araçla trafikteyken yanımızdan geçen, önümüzde seyreden araçlara ve/ya o araçların içindeki insanlara, kaldırımlarda yürüyen ya da toplu taşıma duraklarında bekleyen insanlara, bir yerde otururken çevremizde kısa, orta ya da uzun vadeli bulunarak dikkat dairemize dahil olan canlı cansız tüm varoluşlara ‘sadece varlıklarının tespiti ve kendi duyu kanallarımızın işlevse olması nedeniyle bize taşıdıkları hal aktarımı’ çerçevesinde, yine sadece bu amacı gerçekleştirecek kadar dikkat verip, zihnimizin o mekanda, o zamanda ve eylemsel titreşimde takılıp kalmaması temel farkındalığıyla yaşamak.
Dikkatimizi sadece ‘ve öncelikli olarak’ kendi kalp atışlarımız, nefesimiz ve varlığımızın diğer işaretleri ölçüsünde kendimizde tutarak yaşamak.
Bu beceriyi geliştirmek için gün içerisinde belli aralıklarla ve her seferinde en fazla birkaç dakika çalışma yapmak.
İşte birkaç temel ihtiyacımızdan sadece birisi bu:
“Yargısız, yorumsuz, varsayımsız, geçmişin ve geleceğin düğümlerinden bağımsız alınıp verilen nefeslerde usta bir sörfçünün hırçın dalgalar üzerinde kayıp aktığı’ gibi.”
Kırmızı ışıkta önünde yeşil ışığı bekleyen bir başka araç sürücüsünün ışık yandığında ‘geçiş önceliğinin’ kendisinde olduğu düşüncesiyle, vermiş olduğu sinyal yönünde ağır ağır ama kurallara olan inancı nedeniyle ‘güvende olduğundan emin bir halde’ dönerken, aracına, kendisine kırmızı yanan bir başka araç kullanıcısının kim bilir hangi sebeple deneyimliyor olduğu farkındalıksızlığı sonucu vurmasıyla irkilmesi ve yaşanan durumun ilk önce korkuya, sonra hayalkırıklığına ve ardından da kontrolsüz bir şekilde öfkeye dönüşmesi gibidir hayat.
İşte ‘farkındalıklı yaşam becerileri’ tam da bu türden ‘beklenmedik’ durumlarda etkin bir rol oynar ve eğer öyle durumlarda kullanılabiliyorlarsa hakikati temsil ederler.
Yani, her şeyin olağan seyrinde gittiği ve güvenliğin sürdüğü zamanlarda ‘farkındalık, tekamül, erdem ve benzeri sözlerle' cümleler kurmak birkaç kitap okumuş, birkaç eğitime katılmış herkes için gayet kolay olabilir.
Esas olan, fırtınalı havalarda gemiyi en az hasarla güvenli bir limana yanaştırabilmektir.
Not: 'Hap Gibi FRKNDLK' Kitabımızdan Bir Kesit (Serimizin yedinci ve son kitabı)
Sevgi ve saygılarımla, Murat Kaplan