Yalancının Mumunu Söndüren Yine Yalancının Kendisi

1 Şubat 2025 Cumartesi 30 0 yorum

Bilişsel çelişki kuramı (Cognitive Dissonance Theory) gereği yalan söylemenin kişinin ciddi iç çatışmalar yaşamasına neden olabileceği bilinen bir gerçektir.  Leon Festinger tarafından geliştirilen bu teori, bireylerin sahip oldukları inandıkları değerler, tutumlar ve davranışlar arasında bir uyumsuzluk (çelişki) olduğunda psikolojik rahatsızlık (dissonans) yaşadıklarını öne sürer.
 
Yalan Söyleme ve Bilişsel Çelişki
 
Bir kişi yalan söylediğinde, genellikle kendini dürüst biri olarak görme eğilimindedir. Ancak söylediği yalan, bu öz imajı ile çelişiyorsa, bilişsel çelişki ortaya çıkar. Bu çelişki, kişiye psikolojik rahatsızlık verebilir ve bunu azaltmak için bireyler genellikle şu stratejileri kullanır:
 
1. Rasyonelleştirme (Gerekçelendirme):
 
“Bu yalan aslında kimseye zarar vermedi.”
“Bunu söylemek zorundaydım, yoksa işler daha kötü olurdu.”
 
2. Tutum Değişikliği:
 
Kişi yalan söylemenin kötü bir şey olduğuna dair inancını değiştirebilir veya kendi özel durumunda yalanın gerekli olduğuna inanabilir.
Örneğin, “Herkes ara sıra yalan söyler.” ya da "Her insan mecbur kaldığında yalan söyler." gibi düşünceler geliştirerek kendini rahatlatabilir.
 
3. Davranışını Değiştirme:
 
Kişi yalan söylemekten rahatsız olursa, daha sonra dürüst davranarak dengeyi yeniden sağlamaya çalışabilir.
 
Ne Zaman Daha Fazla Çatışma Yaşanır?
 
Bilişsel çelişkinin derecesi, aşağıdaki faktörlere bağlı olarak değişebilir:
 
Yalanın Büyüklüğü: Küçük bir “beyaz yalan” yerine büyük ve önemli bir yalan söylendiğinde çelişki daha büyük olur.
Yakalanma Riski: Eğer kişi yalanının ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorsa, stres ve iç çatışma daha fazla olur.
Ahlaki İnançlar: Dürüstlük konusunda güçlü bir ahlaki duruşa sahip olan kişiler, yalan söylediklerinde daha fazla bilişsel çelişki yaşarlar.
 
Araştırmalar ve Deneyler
 
Festinger ve Carlsmith (1959) Deneyi:
 
Katılımcılara sıkıcı bir görev yapmaları istendi ve bazılarına yalan söylemeleri karşılığında küçük veya büyük miktarda ödeme yapıldı. Daha az ödeme alanlar, çelişkiyi azaltmak için “Görev aslında eğlenceliydi” diye kendi düşüncelerini değiştirdi.
 
→ Bu, insanların bilişsel çelişkiden kaçınmak için tutumlarını nasıl değiştirdiklerini gösteren klasik bir deneydir.
 
Vrij ve Diğerleri (2008):
 
Yalan söylemenin bilişsel yükü artırdığını ve stresi yükselttiğini gösterdi. Bu da, yalan söyleyenlerin daha dikkatli ve enerjilerini yoğun kullanmak zorunda kaldıklarını ortaya koydu.
 
Sonuç olarak, yalan söylemek, bilişsel çelişkiye neden olabilir ve kişi için içsel bir çatışma yaratabilir. Bu çatışmayı azaltmak için insanlar ya tutumlarını değiştirir, ya da yalanı rasyonelleştirir. Ancak bazı bireylerde (örneğin, antisosyal kişilik bozukluğu olanlarda) bu çelişki daha az hissedilebilir.
 
- Sevgi ve saygılarımla, Murat Kaplan


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın