Nereye ait olduğunu bilmeyen insan, kendi varlığını diğer insanlar ve/ya maddeyle olan ilişkisiyle garanti etme çabasına düşüyor. Oysa yokluk ile hiçlik bambaşka iki şey. İlki rüyada olup hakikati kaçırma, ikincisi ise hakikatle bir olma hali.
Tercih yine biz insana ait: 'Ya korkulara teslim olup yok olacağız; ya da hakikatin o muhteşem titreşim alanına kendimizi bırakıp hiçlikte var olacağız.'
İşte bu ikincisine erenler, artık mutlak bilgi ve ilim alanından beslenirken 'nefeslerinde ve yüreklerinde' kaybolurlar. Bu kayboluş ait olunan yerin farkındalığına ermek anlamına gelir.
Hangi düşünce ya da inanca bakarsanız bakın, neticede ulaşılan huzur hali BİR'de atan kalplere işaret eder.
BİR'e ulaşmak, BİR'de kaybolmak niyetiyle dostlar...
Sevgi ve saygılarımla, Kaplan