Tamamlama ve Tamamlanma Misyonu İle İnsan

5 Kasım 2018 Pazartesi 2235 0 yorum

Kocaman yürekli bir dostum bugün beni ziyarete geldi. Konu bir şekilde insanın 'tamamlanma' ihtiyacı ve misyonuna geldi.

Evet, tamamlanmak insanın en temel ihtiyacı ve en öncelikli misyonu, çünkü bütünü, yani BİR'i oluşturan her bir teklik, bütüncül TEKLİK yani BİR'lik için tamamlama görevini eda ediyor.

Parçaların bütünü tamamlıyor olması, bütünün de aynı şekilde ve anda parçaları tamamlıyor olması anlamına gelir...

Daha önceki bazı yazılarımızda, söyleşi ve kitaplarımızda dikkatleri çektiğimiz bir bilgi vardı, hatırlayacaksınız:

‘Bilinçaltımız (yeni ifadesiyle ’bilinçdışımız') tamamla(n)ma temel güdüsü ve ihtiyacıyla hareket eder.

Eksiklik ya da belirsizlik, zihnin gerginliğinin ve huzursuzluğun en temel nedenlerindendir.

Gelecek kaygısı ve onun tetiklediği belirsizliklerle beslenen duygular korkuları var ederek insanın endişeli, huzursuz, kontrolsüz ve saldırgan davranışlar sergilemesine yol açar.

Bu nedenle insanlar uzun süren belirsizlikler ve eksiklikleri tamamlayarak, içine düştükleri tehditkar kaygı krizlerinden kurtulmak adına oldukça sık şekilde hatalı kararlar verebilirler.

Verebilirler çünkü çözümsüzlüğün, belirsizliğin, yani tamamlanmamışlığın gerginliğinden bir an evvel kurtulmaya ihtiyaçları vardır.'

İşte bu temel bilgiden yola çıkarak, daha sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürebilmek adına bazı prensipleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkün olabilir:

  • Yaşı, cinsiyeti, sosyal sınıfı, ekonomik durumu veya eğitim düzeyine bakmaksızın, istisnasız her bir birey bulunduğu konum itibariyle birini, birilerini ya da bir grubu tamamlama işlevi görmektedir. Bu farkındalık her bireye, herbirimize bir sorumluluk yüklemektedir.
  • Bireyler birilerini ya da bir kurumu tamamlarlarken, kendileri de iletişim halinde oldukları taraflarca tamamlanmakta olduklarının farkında olarak yaşamalıdırlar. Yani her bir iletişim sürecinin tarafları, belli bir ölçüde kendileri de tamamlanmaktadırlar. Bu sürecin her zaman olumlu bir tamamlanma olacağı garantisi ise maalesef yoktur.
  • Bireyler kendi eksikliklerini hangi derecede tamamlamışlarsa, iletişime geçtikleri kişileri tamamlarken de o derece olumlu katkı oranına sahip olacaklar. Yani hastalıklı veya zehirli dokulara sahip bir birey, her kimi ya da neyi tamamlıyorsa, aslen tamamlama sürecinde o tarafa kendine ait hastalığı veya zehiri bulaştırıyordur. Bu durumda gerçekleşen olay her ne kadar tamamlama gibi görünse de, gerçekleşen durum hastalık bulaştırma şeklinde gelişiyordur. Bu konudaki farkındalık hayati önem taşımaktadır.
  • İnsanlar ilişkiler başlatırken, arkadaş ya da eş edinirken, kurumlar da bünyelerine yeni elamanlar dahil ederken iletişime geçtikleri kişi ya da kişilerin kendilerini veya kurumu da tamamladıklarını ve bu tamamlama sürecinin hayatlarının geri kalanını şekillendireceğinin farkındalığında olmalıdırlar.

...devam edecek...

Sevgi ve saygılarımla, Kaplan

 


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın