Suç ve Şiddete Meyilde Yüz Okuma

4 Kasım 2019 Pazartesi 4968 0 yorum

Bildiğimiz anlamda 'kriminoloji' biliminin kurucusu olarak kabul edilen Lombroso, çalışmalarını 1876 basımlı 'L'Homme Criminel' (Suç İşleyen İnsan) kitabında bir araya topladı.
Bu kitabı oluşturan çalışmalarında Lombroso, suça karışan ya da suç işleme potansiyeli olan kişilerin bir anlamda robot resimlerini çiziyor ve o doğrultuda profiller çıkarılıyordu.
Çoklu alanlarda çalışma yapan bir biliminsanı olan Lombroso, psikiyatri, sosyoloji ve fizyonomi gibi ilişikili disiplinleri bir arada çalışarak suça meyli olan (ya da suçlu) kişilerin fiziksel özelliklerinden karakter analizi yaparak olası risk gruplarını belirleyebiliyordu.
Bu çerçevede çalışmalar yapan Lombroso 'suçlu kişilerin bu eğilim ve karakterlerini sonraki nesillere aktardığını ve bu fiziksel özelliklerin kişilere dair risk işareti olarak tespit edilebileceğini iddia ediyordu.
Tabi Lombroso'nun bu temel iddiası şu şekilde teorileştirildi ve bazı zümrelerce tepkiye de yol açtı:
'Fiziksel bozuklukları bulunanlar suç işlemeye eğilimlidir.'
Hatta şöyle bir ifadeyle de tepkileri artırdı:
'Tanrı, suça meyilli insanları fiziksel asimetriyle işaretler.'
Lombroso'ya göre suça karışan ya da potansiyel barındıran kişileri sadece kafa yapılarından tanımak mümkündü.
Bir hekim olan Lombroso çok sayıda mahkumun kişilikleri üzerinde incelemeler yapmış, onları gözlemlemiş, huy ve hareketlerini, düşüncelerini, yaşayışlarını ve geçmişlerini araştırmış, ceza evlerinde ölen mahkumların cesetleri üzerinde otopsiler yapmış ve neticesinde iddialarını dile getirmiş. Bu araştırmalar sonucunda 'bazı insanlar suçlu doğarlar' deme cesareti dahi göstermiştir.
Lombroso'ya göre doğuştan suça meyli olan kişileri bedenlerinde gözlemlenen bazı anomaliler, yaralar, asimetrik bazı göstergelerle tespit etmek mümkündür. Bu anomaliler kişileri iradeleri dışında suç işlemeye ya da bazı beklenmedik olumsuz davranışlar sergilemeye yöneltebilirler.
Lombroso'ya göre bu tür kişilerin anomalileri üç gruba ayrılabilir:
  1. Fiziksel özellikler: vahşi ve sert bakışlar, küstah bir gülüş, normalden kısa boy, küçük kafatası, yüzün sağ ve sol kısımlarının aşırı asimetri, dar alın, ileri çıkık kaş kemikleri, aşırı çukurda gömülü, eğri ve birbirinden uzak gözler, aşırı uzun ve geniş yüz, büyük çene ve yanak kemikleri, kafatasından uzak ve kulaklar, çokça ve sık saç, az sakal, dikkat çeker derecede uzun kollar...
  2. Biyolojik özellikler: ... (bu kısımlar serimizin üçüncü kısmında detaylarıyla inceleniyor)
  3. Psikolojik özellikler: ... (bu kısımlar serimizin üçüncü kısmında detaylarıyla inceleniyor)
Bu ve benzeri çalışmalar sonucunda suça ya da şiddete eğilimi kişinin fiziksel verilerinden okuyabilmek ciddi bir sorumluluk ve aynı zamanda da etik bazı hususları öne çıkartmış ve dikkate değer sayıda kişi Lombroso'nun bu iddialarını sorgulamıştır. Ancak neticede kriminoloji biliminin kurucusu olan bu ismin bulguları zaman içerisinde onu haklı çıkartmış ve Lombroso da ilerleyen dönemlerde kullandığı dili biraz daha yumuşatarak 'doğuştan devranılan genetik aktarımlara ek olarak kişinin içinde yaşadığı sosyal çevrenin de etken unsurlardan olduğu' düşüncesini ifade etmiştir.
Not: Bu çalışmaların benzerini ilerleyen yıllarda Harvard Üniversitesi kriminoloji profesörlerinden Prof. E. Hooton (13.872 suçlu ve 3.203 suçsuz erkek üzerinde) yapmış ve çok benzer tipolojilere ulaşmıştır.

Harvard Üniversitesi kriminoloji profesörlerinden Sheldon ve Glueck’in gençler ve yetişkinler arasında suça yönelik davranışlar üzerine yaptıkları 30 yılı aşan bilimsel çalışmaları sonrasında kişiyi suça iten çeşitli biyolojik ve çevresel faktörler olduğu sonucuna vardılar.

Yapılan antropolojik analizler neticesinde suçlular ve suçlu olmayanlar arasında temel bazı farklar tespit edildi ve bazı fiziksel özelliklerin kişiyi suça yönlendirmesinde etkili olabileceği söylendi. Bunlardan sadece birkaçını burada sizlerle paylaşmak istiyorum. (Geri kalan kısımları ‘Yüz Okuma Sanatı’ serimizin üçüncüsünde bulabileceksiniz):

  • Bazı fiziki bozukluklar belirli suçların işlenmesini tetikleyebilir (beyindeki bir hasar, ateşli hastalıklar ya da darbe vb sonrası gerçekleşen hasarlar gibi / bu konuda yapılan araştırmalar sağlıklı bir insanın şiddete meylinin çeşitli tetikleyici sebeplerle %15 kadar olabileceğini, ama beyinde hasar olan birinin bu oranının %50-85 arasında olabileceğini göstermektedir.)
  • Dış görünüşleri itibariyle tuhaf, çirkin veya iğrenç gözüken kişiler, sosyal kabul ve saygınlıklarını kaydedebilirler ve kendilerine bir suçlu grubu içerisinde yer bulmaya çalışabilirler. Böylece fiziksel olumsuzlukları nedeniyle suça yönelebilirler.
  • Birçok kişilik problemlerine bedensel olumsuzluklar neden olabilir. Aşırı kilo, bazı fiziksel engeller, sorunlu kol ve bacaklar, özellikle toplumsal yer edinme, kabul görme ve beğenilme ihtiyacıyla birlikte şekillenen kimliğin en hassas süreci olan çocukluk dönemlerinde bazı kişilik sorunlarına neden olabilir ve bu da ilerleyen dönemlerde kişiyi şiddete ya da suça sürükleyebilir...

Ayrıca suça eğilim konusunda yapılan bilimsel çalışmalar beden şeklindeki orantısızlıkların (ve yüzün sol sağ kısımları arasındaki aşırı asimetrinin) suçlularda suçsuzlara göre daha dazla olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Kriminoloji biliminin kurucusu Lombroso da bu konuda çokça eleştirilen şu iddiasıyla uzunca bir süre eleştirilmiş, sonrasında söylemlerini biraz yumuşatsa da bir başka Harvard’la kriminoloji profesörü (Hooton) ilerleyen yüzyıllarda Lombroso’yu destekleyen bulgulara ulaşmıştır.

Bu ve benzer araştırmalara ait bir başka bulgu ise şudur ve çok önemlidir:

‘Suça meyli yüksek kişiler 14 yaşlarına kadar fiziki açıdan yaşıtlarına nazaran daha yavaş gelişme göstermektedirler.’

Bu ve benzeri konulara ek olarak:
  • Yüz okuma, beden dili ve eğitim,
  • Yüz okuma, beden dili ve isabetli istihdam,
  • Yüz okuma, beden dili ve sosyal eşleşmeler,
  • Yüz okuma, beden dili ve liderlik, 
  • Yüz okuma, beden dili ve suç
gibi alt başlıkların da incelendiği üçüncü kitabımız, serinin en detaylı ve bilimsel temellerle daha da güçlendirilen çalışmalarla, ilk iki kitaptaki temel bilgilerin bir tamamlayıcısı niteliğindedir.


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın