Sınavla Evcilleştirilen Nesiller

25 Nisan 2017 Salı 1746 0 yorum

Araştırmalar gösteriyor ki çocuklarımızın ergenlik süreçleri ve hemen sonrasında daha sıkça yüzleştikleri 'sınav travmaları' ve buna bağlı endişe temelli ruhsal ve zihinsel sorunlar artık anaokulu seviyelerine kadar indi ve minicik körpe yavrularımız 'dikkat eksikliği, panik atak ve/ya farklı teşhislerle' olmadık ilaç tedavilerine maruz bırakılıyor.* 
 
Anaokullarındaki yavrularımızın oyunlar sırasında karşılaşılan bazı çocukça meseleler dışında ne gibi derin depresyon sebebi durumları olabilir ki Allah aşkına!?
 
Çocuklarımızın üzerlerinde oluşturulan sınav baskısı, kimlikleriyle eşleştirilen başarı zorlaması ve/ya bağımlılıkları onları çok küçük yaşlarda sorunlu bir psikolojiye itiyor ve anne babalarımız çocuklardaki bu tatsız durumların suçunu 'sisteme' ve hala ne olduğunu anlayamadığım 'hayatın gerçeklerine' atmayı yeğliyorlar.
 
Fakat bir gün geliyor, bu çocuklarının stres ve depresyonlarının arkasındaki esas nedenlerin en başında olan anne babalar, çocuklarının kaybı riskiyle yüzleştiklerinde o 'hayatın gerçekleri' tanımını değiştirerek 'çocuğum sağlıklı bir şekilde yanımda olsun da sınavın da okulun da canı cehenneme' doğru ve zorlamalı tanımlamasında kendilerini buluyorlar.
 
Size sesleniyorum sevgili anne babalar:
 
Hayatın gerçekleri tanımlarınızı değiştirip çocuklarınızın yanında, sevgi ve güvenle onlara sarılmak için, onları kendi kimlikleriyle sevip kabul etmek için, illa ki bir travma, bir kaza, bir hiç istemeyeceğimiz davranış ve sorun mu gerekiyor???
 
Allah'ın aşkına, neye inanıyorsanız onun aşkına çocuklarınızın özgür bireyler olarak büyümelerine müsade edin!
 
Çocuklarınız sizlerin malı değiller! Onların kendi kişilikleri, hayalleri, arzuları ve de niyetleri var!
 
İnsanların acımasız bir şekilde evcilleştirildiği bu son yüzyıllarda gelecek nesillerimiz diye üzerlerine titrediğimiz yavrularımızın geleceklerini bizler şimdi, tam bugün karartıyoruz!
 
Neredeyse 30 yıla yakın olmuş eğitim sektöründe çalıştığıma ve maalesef birkaç kez bu tür baskılarla bunalıp hayatına son veren öğrencilerimin haberleriyle yıkıldığım anlarım oldu. Hatırladıkça ne hissedeceğimi bilemediğim bir acı düğümleniyor boğazıma ve tüm anne babalara haykırmak istiyorum bazen 'Yeter, lütfen çocuklarınızı oldukları halleriyle sevin, kabul edin ve onlara güvenin' diye…
 

Bir baba, bir dayı ve amca olarak, bir öğretmen ve bir öğrenci olarak, bir insan olarak rica ediyorum, lütfen çocuklarınızın sizlerden ve bizlerden çok daha üstün ve güçlü donanımlarla geldiklerini hatırlayalım ve onları kendimize benzetmek yerine onlardan öğrenebileceklerimizin fırsatını gözleyelim. Çocuklarımıza 'Canım oğlum, canım kızım, canım öğretmenim, iyi ki geldin dünyamıza; bizlere neler getirdin geldiğin o muhteşem dünyadan' diye soralım. Ve bunun olabilecek tek gerçek olduğuna inanalım: 'Çocuklarımız bizim öğretmenimizdir!'
 
Sevgi ve saygılarımla, 
 
* Kaynak: Araştırmalara bir örnek olması düşüncesiyle, okunmasında fayda gördüğüm bir linki sizlerle paylaşmak istiyorum Link 


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın