Siz hiç sağ elin sol eli kıskandığını, çekemediğini gördünüz mü?
Ya da siz hiç bir elin diğer bir organı, mesela sol gözü kıskandığını ve parmağını sokup bulunduğu aynı bedenin bir gözünü dışarı çıkarıp kör ettiğini gördünüz mü?
Veya herhangi biriniz sağ topuğunuzun sizin kontrolünüz dışında hareket ederek sol ayak parmaklarınızın üstüne var gücüyle ve zarar vermek üzere vurduğuna şahit oldunuz mu?
Olur ya kazara da olsa sol kulağınız sağ kulağınızın kendisinden daha iyi duyduğunu söyleyerek onu diğer organlara çekiştirdiğini, ondan nefret ettiğini ya da türlü oyunlarla - örneğin beyinle ya da sinir sistemiyle iş birliği yaparak - onu sağır etmeye çalıştığını gördünüz ya da duydunuz mu?
Bir sabah kalktığınızda serçe parmaklarınızın örgütlenerek kıskandıkları diğer parmaklara - özellikle de baş parmaklara - saldırdıklarını gören oldu mu hiç?
Birinizin kel kafasının bir arkadaşınızın gür saçlı kafasından hoşlanmaması gibi komik bir eylemi gerçekleştiren bir kafa gördünüz mü hayatınız boyunca?
Ya da sizin bahçe veya balkonunuzda saksılardaki bir çiçeğin bahçenin bir başka yerindeki veya başka bir saksıdaki bir çiçeği kıskandığına şahit olanınız oldu mu hiç?
Her gün bindiğiniz bir otobüsün ya da aracın yanından geçen başka bir araca haset ve garez beslediğine rastladınız mı?
Yeni aldığınız bir çift ayakkabıyı eve getirdiğinizde eski çift ayakkabılarınızın örgütlenerek yeni ayakkabılara saldırıp siz uyurken onları dövüp bir yakası bir tarafa diğer yakası ve bağcıkları bir tarafa, topukların çiviler yerlerinden fırlamış şekilde sokak kapısının önüne attıklarını duyanınız, göreniniz oldu mu?
Kış yaz dışarıda olan, kar yağmur demeden sokakta öylece duran bahçe kapınız, apartman koridorlarındaki veya evinizin içindeki kapılara kin besledi mi hiç?
Veya yatak odasının perdelerini kıskanan mutfak perdelerini, ya da denize bakan pencereleri kıskanan arka odaların pencerelerini duydunuz mu?
...
Bu adam kafayı mı yedi diye düşünenleriniz olabilir. Sorun yok.
Zaten şu dünyaya ve biz insanları biraz olsun izleyince bizi hayvanlardan ve cansız varlıklardan ayıran en önemli farkımız ve 'göya' ayrıcalığımız olan 'bu kafayı' yemiş olmayı isterim; kim bilir belki de yemişimdir çoktan.
Neden mi böyle söylüyorum? Çünkü yukarıda yazılı olanların hiç birini yapan bir sağ ele, topuğa, ayakkabı ya da çiçeğe rastlama imkanımız yokken, bütün o yazdıklarımızı yapan sayısız insan müsveddelerine her an, her gün defalarca kez rastlıyoruz!!!
Uzağa gitmenize de gerek yok; ekmek almak için karşı bakkala gidip gelmeniz bile yetebilir bazen.
Anlaşılan o ki biz insanları birlikte yaşayıp bu dünyayı paylaştığımız tüm canlı ve cansız varlıklardan 'üstün' kılan aklımızla ne kadar övünsek az! Biz muhteşem varlıklarız...
Bunca tuhaflığı becerirken biri çıkıp da bana 'bizler akıllı canlılarız' demesin Allah aşkına...
- Sevgi ve saygıyla, Kaplan