İnsanlara 'lütfen kendinizi temizleyin; huzur ve mutluluğun sırrı orada' diyoruz; onlar da şöyle diyorlar:
"Hocam, elimizde değil. Alışkınlıklarımız var. Çevremiz var. Dünyanın bir sürü gerçeği var. Sen bize şöyle basit ve etkili bir hap gibi yöntem göster, biz eski biz olarak kalalım, zahmete falan girmemize gerek olmasın, fakat mevcut halimizden de mutlu ve huzurlu olalım. Hadi be hocam, yap bir iyilik."
Şaka gibi, değil mi? Ama şaka değil, acı bir gerçek bu.
İnsanlar her şeyin kolayına ve emeksizine alışmış.
Huzur ve mutluluğun bile aynı yolla elde edileceğine iman etmişler adeta.
Biz de onlara şu soruyu soruyoruz:
"Peki, diyorsunuz ki elimde değil; temizlenemiyorum.
Tamam...
Kirlenmek sizin elinizdeyse - ki öyledir - temizlenmek de sizin elinizde değil mi?
Olumsuzu seçen sizden başkası değilken, temizlenmeyi seçip irade gösterebilecek olan da yine siz değil misiniz?
Hani her biriniz birer ferttiniz!
Olumsuz her işte kendi kararlarını veren, güçlü, akıllı ve muhteşem olan sizler, iş temizlenme ve olumlu yönde dönüşmek olduğunda neden zayıf, korkak ve kafaları karışmış rolü oynuyorsunuz?"
Rumi'nin şu sözleri ne kadar manalıdır:
"Hiç el, gönülden gizli iş yapabilir mi?"
...
Sevgi ve saygıyla,
Murat Kaplan