Avustralya’nın Newcastle şehrinden 61 yaşındaki deneyimli psikolog Alan Stevens, ülkesinde ‘insan okuma uzmanı’ olarak biliniyor ve ‘isabetli istihdamda’ kullanılmak üzere geliştirdiği bir sistemle öne çıkıyor. Stevens geliştirdiği bu sistemle okullara, insan kaynakları uzmanlarına ve şirketlere beden dili analizi, yüz ifadeleri ve nöro-linguistik programlama ana başlıklarıyla danışmanlıklar yapıyor.
Stevens’ın insan okuma teknikleri, mikroifade alanında bilinen Paul Ekman’ın, yüz analizi yöntemleri konusunda literatüre giren Edward Vincent Jones and Robert Whiteside‘ın ve beden dili analizi alanında bir otorite olarak kabul edilen David Matsumoto‘nun çalışmalarına dayanıyor.
Yüz özelliklerinin kişinin karakter özelliklerini yansıttığını söyleyen Stevens, buna gerekçe olarak özetle şunları ifade ediyor:
‘İnsan yüzü, biyolojik temelleri itibariyle, hem doğuştan kazanılan genetik miras verilerini hem de yaşam sürecinde maruz kaldığı yetişme tarzı ve diğer deneyimlerin etkisiyle edinilen detayların gösterge paneli gibidir.’
‘Eğer birine bakarsanız, gelişmiş kasları ve duruşundaki diklik ve hareketlerindeki çeviklik nedeniyle fit ve güçlü olduğunu hemen söyleyebilirsiniz’. Benzer durum yüz için de geçerlidir. Kişinin her duygu-düşünce süreci, bu duyguların sıklığı ve yoğunluğu derecesinde yüzüne yansır.
ÖZGÜVEN VERİLERİ, yüz genişliğinin yüz uzunluğuna oranıyla analiz edilir. Çalışmalar, yüz uzunluğunun %60’ı oranından daha az genişliğe sahip kişilerin doğaları gereği daha temkinli ve çekingen olduğunu gösteriyor. Yüz genişlikleri yüz uzunluğunun en az %70’i oranındaki kişilerin ise doğal yapıları gereği daha özgüvenli olduğu ifade ediliyor.
DOST CANLISI YÜZLER, üst göz kapağı ile kaşlar arasındaki mesafeye göre analiz edilir. Araştırmalar, daha yüksek kaşları olan kişilerin, şaşırmış yüz ifadeleri yapabilmek için daha güçlü kaslar geliştirmek durumunda kalmış olabileceklerini söylüyor. Bu insanların kişisel alanları konusunda daha hassas oldukları ve daha zor beğendikleri söyleniyor.
HOŞGÖRÜ VE YÜZ, gözler arasındaki mesafe oranıyla incelenir. Çalışmalar, gözler arasında daha geniş mesafe olan insanların, hatalar karşısında daha hoşgörülü olduklarını söylüyor.
MİZAH, filtrumun uzunluğu ile ilişkili olarak analiz edilir. Araştırmalara göre, uzun bir filtrum kuru mizah anlayışına ve şakaya tahammülü temsil ederken, daha kısa filtrumlu kişiler şaka kaldırmakta zorlanabilir ve şakaları kişiselleştirerek alıngan tavırlar sergileyebilirler.
DOBRA MI KETUM MU, dudakların şekli ve boyutu ile ilişkilendirilir. Daha dolgun üst dudakları olan kişilerin konuşmalarıyla daha dobra olma eğiliminde olduğunu, daha ince dudakları olan insanlar daha ketum olma eğiliminde oldukları söyleniyor.
GENEL DÜNYA GÖRÜŞÜ, bir kişinin göz kapağındaki katın boyutu ile incelenir. Araştırmalar, daha kalın katlı bir göz kapağı olan kişilerin daha duygusal ve kararsız olma eğiliminde olduğunu, ince katlı veya hiç kıvrımları olmayan göz kapaklarının ise daha net, kararlı, çizgileri belli, titiz ve aksiyon odaklanma eğiliminde olduğunu ifade ediyor.
ÇEKİCİLİK, gözlerin derinliği ile analiz edilir. Çalışmalar, daha koyu renkli gözlü insanların daha karizmatik ve çekici algılandıklarını söylüyor.
Konuya ilginiz varsa Yüz Okuma Sanatı kitap serisini okuyabilirsiniz: