Kiralık Zihinler, Satılık Yürekler

8 Temmuz 2016 Cuma 1956 0 yorum

Söylenen, yazılan, paylaşılan sözlerin sahipleri midir onları kıymetli kılan, yoksa içerdiği anlam ve uyandırma niyeti olan öğüt müdür esas olan? 

 

Örneğin, muhteşem bir ifade, inancı itibariyle başka bir grubu temsil eden bir isme aitse taşıdığı anlam ve güçlü mesaj önemini ve etkisini yitirir mi?

 

Okuduğunuz ve/ya duyduğunuz ders veren, uykudan uyandıran, bizi kendimize getiren sözler illa ki tarafı olduğumuz birilerinin imzasını mı taşımalıdır?

 

Taşımıyorsa anlamı, önemi ve etkisi yok mu olur?

 

Sosyal ortamlarda, kitaplarda ve/ya çeşitli platformlarda söylenen sözler hangi temel kriterlere göre kabul görüyor ya da görmüyor?

 

Hiç düşündünüz mü?

 

Örneğin sosyal platformlarda gerçekleştirilen birçok kontrollü deneyde görülüyor ki insanlar anlamlı (birtakım dersler içeren) söz, şiir veya görsel paylaşımların altındaki isimlere, onların temsil ettiği düşünce, inanç ve öğretilere göre standart tepkiler veriyor.

 

Birkaç saat, gün, hafta ya da ay önce farklı bir grup, düşünce veya inancı temsil eden isimlerle paylaşılan söz ve/ya görsellerin, belirli grup, düşünce ve inançlara ait oldukları iddiasındaki kişiler tarafından dikkat çekecek ölçüde taraflı beğeni aldığı tespit edilmiştir.

 

Bazı paylaşımlara belirli isimlerin dokunmaktan çekindiği, belirli isimlerin ise en hızlı şekilde aidiyet ve tarafgirlik ispatı edasıyla hareket ettikleri gözlenmiştir.

 

Araştırma sonuçlarının detayları fevkalade ilginç olsa da burada kısmi neticeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:

 

Biz insanların, bir şekilde bir tarafta yer almak ve yer alınan tarafın kendilerine sağladığı güven, huzur ve imkanları muhafaza etmek gibi bir eğilimimiz var.

 

Bahsi geçen güven, onun sağladığı huzur ve bulunulan tarafın imkanlarıyla ilgili bir sorun oluştuğunda kısa süreli bir tereddüt olsa da en hızlı şekilde yer değiştirme eğilimi de oldukça yüksek. (Bu eğilim özellikle de öncülük eden bazı cesur örnekleri takiben güçlenmektedir.)

 

Öyleyse dostlar, kaliteli ve güçlü karakterler haricindeki büyük çoğunluk, tarafgirlik hastalığının ciddi oyuncakları olarak yaşamlarını birilerinin çizgi ve/ya dairelerinde geçirerek biat etmekte ve özgürlüklerini sahte güven ve tatminler uğruna satabilmektedirler.

 

Sevgi ve saygıyla, Kaplan


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın