Öğrenci: "Neden ‘Hakikat' arayışı yolunda çok az sayıda insan hedefe ulaşabiliyor?"
Usta: "Çünkü gerçekte çok az insan ‘Hakikat arayışıyla’ YOL’a çıkıyor. Hatta çok az sayıda insan ‘YOL’un farkındalığına eriyor. Dikkat edersen senin sorunda bile bir 'hedef' kavramı var. Kadim halklar ise hedef konusunda şunu söylerler: 'Hedef, insanı süreçten kopartan bir hastalıktır. Hedefe kilitlenen zihinler ona giden yolun zenginliklerinden mahrum kalır.'
Hedefin bulandırdığı zihinler ve kalpler, Hakikati YOL’un sonunda varılacak bir yer, bir hal, bir son nokta olarak görüyor. Bu algı iki temel sorunu da beraberinde getiriyor:
- YOL’un kendisi, yani yolculuğun başından sonuna devam eden ve 'Hakikat'le tek bağlantılı zaman dilimi olan ‘süreç' göz ardı ediliyor. Gerçekte ise ‘Hakikat’, yolun sonunda varılacak bir hedef değil, YOL boyu farkındalıkla biriktirilecek olan 'erdem parçacıklarından, erdem damlacıklarından' ibaret. İşte bu muhteşem bilgi, hedefin gürültüsüyle bulanmış zihinler ve kalpler tarafından gözden ve dikkatlerden kaçırılıyor.
- Çoğumuz Hakikat kavramı üzerinde de fevkalade değişken inançlara sahibiz. Yani, çıkarlarımız ve bunların ürettiği beklentilerimiz doğrultusunda şekillenen ‘Hakikat’ kavramı, söz konusu çıkar hesaplarında çeşitli nedenlerle gerçekleşen değişiklikleri takiben değişmekte, böylece YOL boyunca farklı Hakikat rotaları oluşabilmektedir. Oysa 'Hakikat', zamana ve şartlara göre değişen bir olgu şeklinde değerlendirildiğinde - ki çoğunluk bu muhteşem kavramı öyle algılıyor - insan, kendisine ve YOLCULUĞUNA en büyük ihaneti yine kendi elleriyle yapıyor. 'Hakikat', insanlığın başlangıcından bu yana sahip olduğu çizgiden bir milim dahi sapmamıştır. İşte sorun, böylesine sağlam bir olgunun insanların çıkarları doğrultusunda kirletilmesi ve arzu edilen kimliklerle yeniden servis edilmesinde yatmaktadır."
Netice olarak her birimiz şu gerçeği iyi anlamak zorundayız:
"Hakikat, sadece farkındalığın damlacıklar şeklinde biriktiği cesur zihinler ve kalplerin görüp hissedebildiği, varılacak bir yerden veya hedeften çok, 'her bir anının farkındalık içinde' hissedilmesi ve değerlendirilmesi gereken bir ömür YOLCULUĞUdur."
Selam, sevgi ve saygıyla, Kaplan