"Görmek istemeyen kişinin gözleri kör,
Duymak istemeyen kişinin kulakları sağır,
Anlamak istemeyen kişinin algısı kapalıdır.
Durum böyle iken, kim kime ne öğretebilir?!"
Bu yüzden farkındalık düşüncesi:
‘Öğretmek ve öğrenmek yoktur' der...
Çünkü öğretmek ve öğrenmekte akıl vardır,
Akıl da sükunetin düşmanı, gürültünün dostu,
Kargaşanın evimizdeki aktif ajanıdır...
Farkındalık, sadece uyanma niyetine sahip kişiye
Ona öğretilen yanılsamaları unutturup kendi özünü hatırlatır.
Sonra da 'o noktaya kadar toplayarak geldiği her şeyi unut' der,
Yani temizlen der…
Temizlendikçe görür ki binlerce kilometre mesafe aslen yanıbaşında,
Tonlarca ağırlıktaki gezegenler de bir toz zerresi hafifliğinde…
Ve hayat denen deneyim tam da olması gerektiği gibi,
Ne çok fazla, ne de az…
'Neyse o, nasılsa öyle’ der ve her şeyi sadece ortaya çıktıklarında karşılar…
İşte bir sır aranıyorsa o budur...
Farkındalık yolunda olan kişi 'hatırlama ve unutma' sürecine dahil olur,
Olan aslında sadece budur: ‘hatırlamak ve unutmak’.
BİR’i hatırlar, BEN’i unutur farkındalık yolcusu.
O anda bütün ve parça bir arada görünür…
Eve dönüş başlamıştır...
Bütünün parçası kendisine, yani evine döndüğünde
Bütüne ait merak ettiği her şeyi orada bulur.
Meğer onca zaman arayıp durduğu her şey aslen ‘TEK BİR ŞEY’miş,
Ve oracıkta aslında çok uzaktaymış…
Uzakları yakın edenin,
Çoğu az, azı da çok edenin
Sadece kendi zihni olduğunu fark ettiğinde
Kişi yolculukta bambaşka bir noktaya ulaşır.
Bu yüzden farkındalık yolunda usta ya da öğretmen yoktur.
Öyleyse öğrenci de yoktur.
BİR olmayı fark etme 'niyetinin kollektif ve çabasız eylemi' vardır
… o kadar.
Bütünün parçası olduğunun farkındalığına eren bir kişi
Artık ne öğretmene ihtiyaç duyar,
Ne de kendisi öğrenme güdüsüyle hareket eder…
O artık ait olduğunu fark ettiği bütünden, BİR’den
Hakikat alanından besleniyordur…
Aynı nefes alıp vermek gibi,
Kendiliğinden oluyordur her şey…
Tam da olması gerektiği gibi...
Farkındalık niyetiyle var olan birisi aralarda yoldan uzaklaşabilir,
O sırada nereden çıktığı bilinmeyen öğretmenlere rastlar...
Ve hatırlar… Fakat sonra unutur…
Unuttuğunda kendisini yeniden YOL’da bulur
Ve tüm bu olup bitene şaşırmadan devam eder yolculuğuna…
Farkındalıklı insan sadece var olur,
YOL’da kalır,
Evinde olur...
Kendi iç dünyasında ve çevresinde nelerin olup bittiğini izler,
Bilir ki 'anlamak için gayret içine girdiğinde olan her şey ve anlayışlar
Sadece kendi zihninin ürünleridir.
Herbirimizin YOL'unun kendimizden başlayıp
Bizi oradan bütüne, yani BİR’e götürdüğünü
O bütünün de yine kendimiz olduğunun farkındalığıdır hayat..."
Selam, sevgi ve saygıyla, Kaplan