"Sürüldüğü mekandan çıktıktan sonra hissedilmeyen koku kalitesizdir." - Lee Peng
Okulda derste, şirkette toplantıda, kişisel ve/ya mesleki gelişim eğitim ve seminerlerinde, hatta kitap okurken, eğitici bir film ya da belgesel izlerken, elektronik/akıllı cihazlarla değil, kağıt kalemle not almanın beyni çok daha etkin bir şekilde işlevselleştirdiği belirlendi.
Birçok öğretmen ve/ya eğitmen dostum, eğitimleri sırasında not alan pek az insan gördüğünü üzülerek ifade ediyor.
Daha çok her slayt değişiminde akıllı telefonlarını çıkaran katılımcıların mevcut slaytın fotoğrafını çektiği bir dönemi deneyimliyoruz.
Daha yaygın sıkıntı ise 'hocam, bu sunumu eğitim sonrası katılımcıların e-postalarına göndereceksiniz, değil mi?' yaklaşımı ve uygulaması.
Katılımcıların büyük oranda 'sonra sunumu incelerim' diyerek eğitim sürecini fevkalade verimsiz bir dikkat ve ilgiyle izlediği çeşitli araştırmalarda dikkatleri çekiyor.
Her şeyin hızlandığı ve olabildiğince 'basitleştirdiği, kıymetsizleştirildiği çağımızda eğitimlerin çoğu popülerliğe ve/ya sonrasında alınacak sertifika ve diğer belgelere ve hatta grup fotoğraflarına kurban ediliyor.
İçerik katkısından ziyade marka, belge ve popülaritenin öne çıktığı bir öğrenme yanılgısı çağını yaşıyoruz.
Birçok kişiyle bu konu üzerinde yaptığımız mülakatlar sonrasında üzülerek gördük ki çoğu kişi katıldıkları eğitim ve seminerlerden sonra kendilerine verilen eğitim notlarını bir daha hiç açılmamak üzere bir yere atıl şekilde koyuyor...
Durumu daha da acı kılan bir diğer uygulama ve beklenti ise her eğitimin çoğu zaman eğitim öncesinde dağıtılan bir katılımcı kitapçığı ile sürdürülmesi.
Anlaşılan o ki, eğitimlerin bir çoğu da uzun zaman önce maksadının dışına çıkmış ve amaç katılımcıların verimli bir eğitimden geçerek öğrenmelerini sağlamak değil ticari bir etkinlik gerçekleştirmek olmuş.
Bu konuda iş yine katılımcılara yani bilinçli tüketicilere düşüyor.
Birkaç cicili bicili eğitim materyaline, şirinlik yapan ya da dikkat çekici şekilde giyinen eğitimcilerle ve lüks otellerde gerçekleşen tatil-vari eğitim tuzaklarına düşmek yerine 'yetkin eğitmen, dolu ve gerçekten işe yarar içeriklere' rağbet edilmesi esas olmalı.
Öyleyse eğitimlerde:
- Kalem kağıt kullanarak not alma alışkanlığı geliştirmemiz,
- Eğitim materyallerine, lüks eğitim mekanlarına, vs kanmak yerine 'yetkin eğitmen, dolu-gerçek-kullanılabilir içerikler aramamız,
- Her eğitimden sonra hemen ve ardından belli aralıklarla o eğitim içeriklerini ve kazanımlarını gözden geçirmek temeline dayalı bir eğitim her şeyden önemli olmalıdır!
Verimli, kalıcı ve etkili eğitimler dileğiyle.
Sevgi ve saygılarımla,
Murat Kaplan